DENEME
Bir yazarın
herhangi bir konu üzerinde, kesin
yargılara varmadan, kişisel görüş ve düşüncelerini anlattığı yazı türüne deneme denir.
-İnsanı
ilgilendiren her şey (yaşam, ölüm, aşk, sanat, ahlak, siyaset, bilim….) deneme
konusu olabilir.Başka deyişle bu türde konu sınırlaması yoktur.
-Denemeci işlediği konuyla ilgili olarak kimi gerçekleri
okura iletmek, aktarmak ister; fakat bunu bilimsel bir asık suratlılıkla değil,
eğlendirici, etkileyici bir hava içinde yapar.Denemeci bilgiççe bir tutum
takınmaz; okuyucu ile sıcak bir iletişime girer.
-Deneme yazarı, yazısını konuşma havası içinde yazar.Sanki
karşısında birisi varmış da onunla konuşuyormuş, dertleşiyormuş gibi bir tavır
takınır.
-Deneme, makalede olduğu gibi öne sürülen bir görüşü, bir
düşünceyi kesin ve değişmez bir sonuca bağlamazBöyle bir tutumun denemenin
doğasına da aykırıdır zaten…Denemenin inandırıcılığı kanıtlardan, belgelerden
değil; anlatımındaki içtenlikten, senli benlilik gelir.
-Deneme yazarı konusunu işlerken bir düşünceden diğerine
sıçrayıverir.Makalede olduğu gibi bir düşünsel düzenin katı kalıpları içine
hapsolup kalmaz denemeci.
-Montaigne’in izinden yürüyen denemeciler bu türü “ben’in
ülkesi” olarak tanımlamışlardır.Çünkü deneme yazarı, her olaya, her duruma “ben”i
açısından bakmaktadır.
Deneme Türünün Önemli Yazarları:
Deneme türünün en eski
örneklerini (“deneme” terimi kullanılmadan önce) Yunan ve Latin edebiyatlarında
görmek mümkündür.Ancak Batı edebiyatında bu türün kurucusu olarak Fransız
sanatçı Montaigne (1533-1591) kabul edilir.İngiliz edebiyatında bu türün öncüsü
Bacon (1561-1626)dır.Bacon, felsefi denemeleriyle tanınmış bir
sanatçıdır.”Deneme” türü, adını ve kesin biçimini 16.yüzyılın ikinci yarısında
almıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder